28 Temmuz 2014 Pazartesi

              
1.Devlet  Yönetimi
     Anadolu    Selçuklu   Devleti’nin      başında,   sultan  adı   verilen  bir   hükümdar   bulunurdu.Devlet  ve    ülke,   hükümdar  soyunun  ortak  malı   sayılırdı.Sultan   ölünce, onun  ailesinden   biri  devletin  başına  geçerdi.
     Sultanın      önemli  görevleri  ve  sorumlulukları  vardı.Sultan , devleti   en  iyi  şekilde  yönetir,halkın  mutluluğu  için  çalışırdı.Sultandan  sonra  en  yetkili  devlet  adamı  vezirdi.
     Devlet  işleri,   divan  adı  verilen  bir  kurulda  görüşülüp,  karara  bağlanırdı.Divana,  sultan  veya   vezir   başkanlık   ederdi. 
     Ülke , yönetim  bakımından  bölümlere  ayrılmıştı.Eyalet(il)  adı  verilen  bu bölümleri,
Hükümdar  ailesinden  olan  melikler  ve  valiler  yönetirdi.Meliklerin  yanında  birde   atabey  bulunurdu.Atabey,meliklerin  deneyim kazanmaları  için  çaba  harcayan  bilgili bir görevliydi.
Eyaletlerde,askerlik işlerine  subaşılar,adalet  işlerin  kadılar  bakardı.
     Anadolu  Selçuklularında  ordu,sultanın  şahsına  ait    askerler,(Hassa  ordusu) Türkmenler  ve  ıkta  sahiplerinin    beslediği  askerlerden  meydana  geliyordu.Savaş  sırasında;  ok,yay,kılıç  ve  topuz  gibi  silahlar   kullanılırdı.
     Anadolu    Selçukluları,denizciliğe de   önem  verdiler.Akdeniz  ve  Karadeniz    kıyılarında   tersaneler  kurdular.Bunlardan,Alaiye   ve  Sinop  tersaneleri  çok  önemliydi.Oluşturulan  donanma  ile  hem  deniz  ticareti  geliştirildi    hem  de  kıyıların  güvenliği  sağlandı.
2.Din  ve  İnanış
       Anadolu    Selçuklu  Devleti  döneminde,Türkiye’de  yaşayan  insanları  çoğunluğu  Türk  ve  Müslümandı.Ayrıca    burada, başka  dinlere    inanan   insanlarda    vardı  ve  Türklerle   yanyana    yaşıyorlardı.Onlara  hoşgörü  gösteriliyor,inanç  özgürlüğü tanınıyordu.
       Anadolu  Selçuklu  sultanları,yönetimleri  altındaki  insanlar  arasında  din  farkı  gözetmez
lerdi.
       Anadolu   Selçuklu  Devleti   döneminde   bazı  tarikatlar   kurulmuştu.Bektaşilik   ve   Mevlevilik  tarikatları    bunlar  arasındadır.Bektaşiliğin  kurucusu   Hacı Bektaş  Veli,Mevleviliğin      
Kurucusu  ise  Mevlana   Celaleddin  Rumi ‘dir.
3.Sosyal  ve  Ekonomik  Yaşam
        Türkler   Anadolu’yu  yurt  edindikten  sonra  burada  her  bakımdan  gelişme  oldu.Yeni  köyler
ve  şehirler  kuruldu.Ülke  bayındır  hale  geldi.
        Halk  şehirli,köylü  ve  göçebe  olmak  üzere  üç  gruba   ayrılıyordu.Şehirliler  ticaret  ve  zanaatla,köylüler  hayvancık  ve  tarımla,göçebe  Türkmenler  ise  hayvancılıkla  uğraşıyorlardı.
Demircilik,bakırcılık  ve  marangozluk  gibi  zanaat  dalları  çok  gelişmişti.
        Şehirlerde  ticaretle   uğraşanlar  tarafından   Ahi   teşkilatları  vardı.Bu  teşkilat  içinde zanaatkarın  iş  kollarına  göre  loncaları  olurdu.Zanaatkarlar  arasında  sıkı  bir   iş  birliği  ve  dayanışma  vardı.
  Devletin  zayıfladığı  zamanlarda    Ahi  teşkilatı şehirlerin  güvenliğini  sağlar,yönetimde   etkili  olurdu.
          Anadolu  Selçukluları   döneminde    iç  ve  dış  ticarete  önem  verilirdi.Ticaret  yolları güvenceye alındı.Kervanların  konaklaması  için kervansaraylar    yaptırıldı.Ayrıca   deniz  ticareti  geliştirildi.
          Anadolu  Selçuklu  Sultanı 1. Alaeddin  Keykubat  devletin  ekonomisi,  altın  para  bastıracak  kadar  güçlüydüydü.Anadolu  Selçuklularında    topraklar,devlet  malı  olarak  kabul  edilir  ve  “miri
arazi”olarak    adlandırılırdı.
          Miri  arazi;has,ıkta  ve  vakıf   arazisi  olarak  dörde  ayrılırdı.
          Has  arazilerinin  geliri  sultana  ayrılmıştı.Sultan  bu  toprakları   istediği  gibi  kullanma  hakkına  sahipti.
           Ikta;hizmet  karşılığı   olarak  verilen  toprağın  geliridir.Ikta  sahiplerinin  elde ettikleri  gelirin
bir  kısmıyla  geçimlerini  sağlar , bir kısmıyla  da   asker  beslerdi.
           Mülk  arazi;görevlerinde  başarılı  olan  devlet  adamlarına  verirdi.Bu toprak,sahibinin  ölümünden  sonra  çocuklarına kalırdı.
           Vakıf  arazi;geliri,çeşitli   sosyal  kurumların  giderleri  için  ayrılan  topraklardı.
4.Yazı,Dil  ve  Edebiyat
       Anadolu  Selçuklu  Devleti  döneminde   halkın  Türkçe  konuşmasına  karşın bilim  dili Arapçaydı.
Edebiyat  ve  devletin  resmi   dili  ise  Farsçaydı.Karaman  oğlu  Mehmet  Bey,Anadolu  Selçuklu 
Devleti’nin  veziri  olduğu  sırada,devletin    resmi  dilinin   Türkçe  olduğunu  ilan  etti (1277).
       Mevlana  Celaleddin  Rumi,Yunus  Emre  ve  Hacı  Bektaş  Veli’nin   Türk  düşünce  ve  edebiyat
hayatında  önemli   yerleri  vardır.Onların  çabaları  sonucunda   13.  yüzyıl  Anadolu’su  bir  kültür  ve
hoşgörü   ülkesine  dönmüştür.Mevlana  eserlerini  Farsça,Yunus  Emre  ise  Türkçe  yazmıştır.Onlardan  kalan  eserler  bu  günde  değerini  korumaktadır.
5.Bilim  ve  Sanat
        Anadolu   Selçuklu  sultanları  bilim  adamlarına,yazar  ve  şairlere  çok  değer  verirlerdi.Onlara  
destek    olurlardı.Bu  dönemde  Mısır,Suriye ,İran,Irak  gibi  ülkelerden  pek  çok  bilim  adamı Anadolu’ya  getirilirdi.Onların  çalışmalarından  yararlanılırdı.
        Medreseler o  dönemin  en  önemli   eğitim,öğretim  ve  bilim  kurumlarıydı.Burada dini  bilgilerin  yanında    matematik,tıp,felsefe  ve  gök  bilimiyle ilgili  dersler   de okutulurdu.
        Türkler,Anadolu’ya  yerleştikten  sonra  hemen  bayındırlık  işlerine  giriştiler.Saraylar,camiler,mescit-ler ,medreseler  imaretler,hastahaneler,kervansaraylar,hamamlar,surlar,kaleler  ve  tershaneler  yaptırdılar.
Yaptırılan  çok  sayıdaki   eser,dini  ve  sosyal   alanlarda  halka  hizmet  verdi.Bu  yapıların  kapıları,pen-cereleri,kubbeleri  çok  güzel  çiniler,taş  ve  tahta  oymalar,kabartma  yazılar  ve  nakışlarla  süslendi.Kon-ya,Sivas,Kayseri,Erzurum,Ahlat,Divriği,Tokat,Malatya, şehirlerinde  Selçuklulardan  kalma    pek  çok  mimari  eser  bulunmaktadır.Konya’da  İnce  Minare  Medresesi  ve    Karatay  Medresesi,Konya   ile
Aksaray  arasında  bulunan  Sultan  Hanı,Sivasta  Gök Medrese,Kayseri’de  Ulucamii,Darüşşifa(hastahane), Divriği’de  Ulucamii,Erzurum’da  Çifte   Minare,Alanya’da(Alaiye)Kızılkule,  ve  tershane  bu  dönemden
kalan   en  önemli   eserlerin  başlıcalarıdır.Selçuklulardan  heykel     ve  resimler   de  kalmıştır.Halıcılık ve maden  işçiliğinde  de  ileri   gidilmiştir.



0 yorum:

Yorum Gönder