Atatürk İlkelerinin amacı: Atatürkçü sistemi kurmak; özgürlükçü,
demokratik bir ortam sağlamak.
Atatürk ilkelerinin ortak özellikleri
a) Bir bütünün ayrılmaz
parçalarıdır.
b) Amaçları Türk ulusunu ileri ve
üstün bir uygarlık düzeyine çıkarmaktır.
c) Ulusçuluk, diğer ilkelerin
özünü oluşturur.
d) Akla ve bilime dayanırlar.
CUMHURİYETÇİLİK
Cumhuriyet, halk egemenliğine
dayanan yönetim tarzıdır. Halkın özgür iradesiyle yöneticilerini seçmesi
esasına dayanır. Cumhuriyet yönetim biçiminde, seçimlerin demokratik bir
çerçeve içinde yapılması gerekir.
Atatürk, Amasya Tamimi'nden beri
Cumhuriyeti düşünmekteydi. Bunu üstü kapalı olarak belirtmiştir. O'na göre en
ideal yönetim biçimi Cumhuriyetti.
Atatürk’e göre Cumhuriyetçilik,
siyasi parti tartışmaları dışında tutulması gereken ve içeriğinden ödün
verilmemesi zorunlu olan en önemli ilkelerden biridir. Çünkü Cumhuriyetçilik
diğer ilkelere dayanak oluşturmakta, en önemlisi de tek kişi egemenliğine son
verildiğinin en önemli kanıtı olmaktadır.
Cumhuriyetçilikle ilgili devrimler
• TBMM'nin açılması
• Saltanatın kaldırılması
• Cumhuriyetin ilanı
• Halifeliğin kaldırılması
ULUSÇULUK (MİLLİYETÇİLİK)
Bireyin, ait olduğu ulusun
varlığını sürdürerek ve ulusu yüceltmek için diğer bireylerle birlikte çalışmasına,
bu bilinci diğer kuşaklara aktarmaya "ulusçuluk" denir.
Genel anlamıyla ulus, dil.
kültür, tarih, ırk,yurt ve ülkü birliğine sahip olan insan topluluğudur.
Atatürk’e göre, bir insan topluluğunun ulus sayılabilmesi için "ortak bir
geçmişin olmasına, birlikte yasamak konusunda ortak istekte samimi olmaya,
sahip olunan mirasın korunmasını birlikte sürdürebilmek konusunda ortak
iradelerin bulunmasına, gelecekte gerçekleştirilecek programın aynı olmasına
birlikte sevinmiş, birlikte ayni ümitleri beslemiş olmaya gereksinim vardır. Bu
koşulları taşıyan insan topluluğuna "ulus" denir. Yine Atatürk’e
göre, bu koşulların doğal sonucu olarak ulusal bir düşünce, ideal ve ortak dil
ortaya çıkar. Dil birliği, insanları ruh,kültür ve düşünce bakımından birbirine
bağlayan bir unsur olarak çok önemlidir. Atatürk, Türk ulusunu irk ve din
temeli üzerine oturtmamıştır.
Atatürkçü ulusçuluğun özellikleri
a) Irkçı değildir: Türk
ırkinin üstünlüğüne değil, ulusların eşitliği temeline dayanır.
b) İnsancıldır: İnsanı
temel unsur olarak alır.
c) Demokratiktir:
Eşitlik prensibine dayanır.
d) Laiktir: Din
birliğine değil, birlikte yasama arzusuna dayanır.
e) Özgüven duygusunu
yaratmaya yöneliktir: Türk Ulusunun Bati karsısında kendine güven
kazanmasından yanadır. Kurtuluş Savaşı bu güvenle kazanılmıştır.
f) Bağımsızlıkçıdır:
Ulusal. bağımsızlığı temel alır ve yayılmacı amaç taşımaz.
g) Kurtuluş Savaşı'nı,kazanmada araçtır
Ulusçuluğun Türk toplumuna sağladığı yararlar
1. Türk Ulusu ulusçuluk sayesinde
bölünmez bir bütün olarak yasamıştır.
2. Bunalımları gidermede en
etkili yol olmuştur.
3. Ulusumuzu dış tehlikeler
karşısında tam bir birlik içinde tutmuştur.
4. İç ve dış tehditler karşısında
devletimizi güçlendirmiştir.
Ulusçulukça ilgili devrimler
a) TBMM’nin açılması
b) Saltanatın kaldırılması
c) Cumhuriyetin ilanı
d) Halifeliğin kaldırılması
e) Tevhid-i Tedrisat Kanunu
f) Yeni Türk harflerinin kabulü
g) Türk Tarih Kurumu'nun açılması
h) Türk Dil Kurumu'nun kurulması
HALKÇILIK
Bir ulusu oluşturan çeşitli
mesleklerin ve toplumsal grupların içinde bulunan insanlara halk denir. Bundan
dolayı Halkçılık ilkesi, hem Cumhuriyetçilik hem de Ulusçuluk ilkelerinin
zorunlu bir sonucudur. Atatürk’e göre, ulus ile halk aslında aynı anlama gelir.
Halkçılık, genel anlamıyla,
devletin her eyleminde halkın çıkarlarını gözetirken din, dil ve ırk farkı
gözetmemesidir. Yani e§itlikle 6zde§tir.Atatürk, yukarıdakilere ek olarak, ulus
içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset
izlenmesini, halkın kendi kendini yönetmeye alıştırılması gerektiğini
söylemiştir.
Halkçılık ile Cumhuriyetçilik
arasındaki ilişki şu şekilde açıklanabilir. Cumhuriyet, halkın kendi
yöneticilerini kendisinin seçmesi anlamına geldiğine göre, Cumhuriyet bir halk
rejimidir.
Halkçılık ile Ulusçuluk arasındaki
ilişki de su şekilde açıklanmaktadır. Ulusu halk oluşturduğuna göre, ulusçuluk,
Türk halkının mutluluğu için çalışmak, ortak geçmiş ve geleceğe halkla birlikte
inanmak demektir.
Atatürk TBMM'nin ilk açıldığı
zamanlarda bile kurulan devletin bir halk devleti olduğunu söylemiştir. Bu
asamadan sonra halk bir kişi tarafından değil, kendi kendini yönetmiştir.
Halkçılığın gerçekleştirilmesi için şu koşullar gerekledir:
a) Halk, sadece bir gruptan
oluşmamalıdır.
b) halkın demokrasi bilincine
ulaşması gerekir.
c) Halk içindeki tüm kesimlerin
eşit biçimde kendilerini parlamento aracılığıyla
temsil etmeleri gerekir.
d) Devlet, vatandaşların
toplumsal dayanışma ve işbölümü içinde çalışmasını
sağlayacak önlemler almalıdır.
e) Vatandaş işbölümünün yapıldığı
alanlarda çalışmalı, haksızlığa uğradığı zaman yasal haklarını aramalıdır.
Halkçılığın topluma sağladığı yararlar
a) Türk Devrimi halka
maledilmistir.
b) Halkçılığın, cumhuriyetin
temeli haline getirilmesiyle ulusal egemenlik ve demokrasi tam anlamıyla gerçekleştirilmiştir.
c) Eşitlik ve özgürlük duygusu,
toplumumuzun huzur i^inde yasamasını sağlamıştır.
Halkçılıkla ilgili devrimler
a) TBMM'nin açılması
b) Saltanatın kaldırılması
c) Cumhuriyetin ilanı
d) Halifeliğin kaldırılması
e) Türk Medeni Kanunu
f) Asar Vergisi'nin kaldırılması
g) Kılık-kıyafet Kanunu
h) Soyadı Kanunu
i) Kadınlara siyasal hakların
verilmesi
i) Yeni Türk harflerinin kabul
edilmesi
DEVLETÇİLİK
Devlet, toplum halinde yaşayan
insanların aralanandaki düzeni kurma ve sürdürme için
oluşturdukları bir güçtür. Bu tanımla ifade edilen devlet
kavramının gelişmesiyle modern
devlet ortaya çıkmıştır.
Bir devlette egemenlik ayni
sülaleden çıkan tek kişiye aitse buna monarşi, egemenlik güçlü bir zümreye
aitse oligarşi denir. Egemenlik çoğunluğa aitse buna demokrasi denir. Fransız
Devrimi'nin etkileriyle meşruti monarşiler doğmuştur.
Bir devletin düzeni korumak için
koyduğu yasaları uygulayan, yani yürütme gücü olan kuruma hükümet denir. halkın
temsilcileri, secimle işbasına geliyorsa bu Cumhuriyettir. Yürütme ve yasama
güçlerinin tek elde veya aynı olduğu devletlerde vardır.
Bir devletin temel yapısı içinde
hükümetler geçicidir. Buna karsın devlet kalıcıdır. hükümetler ülkeyi devletin
temeli olan anayasaya göre yönetirler. Bir devletin toplum düzenini sağlamak
için başvurduğu müdahalelere Devletçililik denir. Devletçiliğin Olcusu
toplumlarda zamana ve gereksinimlere göre değişir.
Devletin, toplumun her kesimine
ve kurumuna müdahale etmesi doğaldır. Bunun sonucunda doğan devletçilik,
ekonomiye devletin müdahalesi olarak da kabul edilir.
Atatürkçü Devletçilik
Atatürk’e göre, geniş anlamıyla
devletçilik vatandasın gelişmesi, yücelmesi için gerekli
alanlara devletin müdahale etmesidir. Bu müdahale, eşitlik
ve özgürlük temellerine dayanmalıdır. Yani devlet, vatandaşla ilgilenmek
zorundadır.
Ekonomideki Atatürkçü devletçilik
ise toplumun tümünü doğrudan ilgilendiren ekonomiye devletin müdahaleciliğini
öngörür. Bireye bırakılan ve devletin yüklendiği ekonomik alanlarda akılcı bir
ayrım ve sınırlama getirilmelidir. Öte yandan devletin müdahalesi, günün
koşullarına ve bireylerin durumlarına göre değişir.
Atatürkçü Devletçiliğin özellikleri:
a) Genel olarak ekonomiye
yöneliktir.
b) Özel girişimin olmamasından
dolayı zorunluluk sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
c) Karma ekonomi sistemini
öngörür. (Devlet ve 6zel sermaye birlikte)
d) Kati değildir. Zamanın koşullarına
göre değişir.
e) Müdahalecidir.
Devletçiliğin Türk Toplumuna sağladığı yararlar:
a) Devlet ile vatandaş arasındaki
ilişkiyi
güçlendirmiştir.
b) Devletin, vatandasın
gereksinimlerini gidermesiyle güçlü ve vatandaşın hizmetinde bir devlet
anlayışı doğmuştur.
Not: I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’yla uygulanan ekonomik girişimler
Devlet^ilikle ilgilidir.
DEVRİMCİLİK (İNKILAPÇILIK)
Devrim, bir toplumun eskiyen
düzene son vererek yeni ve demokratik düzeni getirmesidir. Atatürkçü düşünce
sisteminde Devrimcilik ise yapılan tüm yenilikleri kapsar ve onların zamana
göre gelişmesi anlamını taşır.
Devrimcilik aracılığıyla Türk
Devrimi büyük bir dinamizm kazanmıştır. Her türlü gelişmeye acık ve çağın
gereksinimlerine yanıt veren bir nitelik kazanan Türk Devrimi, çağdaşlaşmayı
daha kolay gerçekleştirmiştir.
Not: Atatürk’ün tüm devrim
atılımlarında Devrimcilik ilkesi vardır.
LAİKLİK
Atatürk ilkeleri içinde Cumhuriyet(?ilikten
sonra en fazla önem taşıyan ilke laikliktir.
Laik sözcüğü Yunanca
"Laikos" sözcüğünden gelmektedir. Din adamı kimlik ve yetkisini
taşımayan kişileri anlatır. Genel olarak halk anlamına gelen "laos"
sözcüğünden türetilmiştir.
Amerika Bağımsızlık Savaşı’nda,
laik devlet kavramı gündeme getirilmiş, Fransız Devrimi'nde ise insanların din
ve inançlarından dolayı farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları söylenmiştir.
Türkler Müslümanlığı kabul
ettikten sonra İslamiyeti geniş bir alana yaymışlardır. Fakat
Osmanlı Devleti'nin en parlak cağında Avrupalılar akli ve
bilimi on plana getirerek Rönesans ve Reform'u gerçekleştirmişlerdir. Bu durum
karsısında Katolik kilisesi bile kendini yenileme gereği duymuştur. Yukarda sözü
edilen Fransız Devrimiyle laiklik, hukuk ve devlet düzenine
egemen oldu. Din Özgürlüğü kabul edilerek devlet dinden
arındırıldı.Bu asamadan sonra devlet, vatandaşın din ve inancına
karışmayacaktır.
Osmanlı Devleti'nde vatandaşların
masum din duygulan sömürülmüş ve İslamiyet çıkar
aracına dönüştürülmüştür. Bu durumun farkında olan Atatürk,
devletin egemenlik gücünü tanrısal kaynaklar yerine ulusal güce dayandırmıştır.
Bundan dolayı ulusal egemenlik ilkesi laikliğinde temeli olmuştur.
Akla ve bilime dayanan Atatürkçü
laiklik, düşünce özgürlüğünü ve demokrasiyi içine alarak, dini kişisel inan
sorunu haline getirmiştir.
Devlet, bireylerin inanıp, inanmama hakkini anayasayla
teminat altına almak ve insanların
en doğal haklarından olan vicdan özgürlüğünü tanımak
zorundadır.
Atatürkçü laiklik, demokrasinin
teminatı olduğu için Atatürk bu ilkenin tartışılmasına ve politik araç olarak
kullanılmasına karşı olmuştur.
Laikliğin Türk toplumuna yararlan
a) Laiklik temeli üzerine kurulan
devlette ulus, akla dayanan uygulamalarca kalkınma olanağı bulur.
b) Devlet vatandasın inancına
karışmaz.
c) Laiklik, vatandaşın inanç
güvencesi olur.
d) Akil ve bilim yoluyla
çağdaşlaşma gerçekleşir.
Laiklikle ilgili devrimler
Osmanlı Devleti bir din devlet
din bütün kurumlara müdahale etmiştir. Bundan dolayı, Atatürkçü laiklik de tüm
kurumlara müdahale etmiştir. Tüm Atatürk devrimlerinde laiklik ilkesinin etkisi
az veya çok görülür.
Laikliğin en önemli aşamaları
şunlardır:
a) Saltanatın kaldırılması
b) Halifeliğin kaldırılması
c) Tevhid-i Tedrisat Kanunu
d) Medreselerin kapatılması
e) Tekke ve zaviyelerin
kapatılması
f) Şeriyye ve Evkaf Vekaletinin
kapatılması
g) Şeriyye Mahkemeleri'nin
kapatılması
h) 1928 Anayasa değişikliği
i) Türk Medeni Kanunu
i) Maarif Teşkilatı Hakkındaki
kanun
j) 1937 Anayasa değişikliği
ATATÜRK'ÜN BÜTÜNLEYİCİ İLKELERİ
1. Tam bağımsızlık
2. Ulusal egemenlik
3. Medeniyetçilik
4. Akılcılık
5. Çağdaşlaşma
0 yorum:
Yorum Gönder