25 Temmuz 2014 Cuma



Atatürk İlkelerinin amacı: Atatürkçü sistemi kurmak; özgürlükçü, demokratik bir ortam sağlamak.
Atatürk ilkelerinin ortak özellikleri

a) Bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır.
b) Amaçları Türk ulusunu ileri ve üstün bir uygarlık düzeyine çıkarmaktır.
c) Ulusçuluk, diğer ilkelerin özünü oluşturur.
d) Akla ve bilime dayanırlar.

CUMHURİYETÇİLİK

Cumhuriyet, halk egemenliğine dayanan yönetim tarzıdır. Halkın özgür iradesiyle yöneticilerini seçmesi esasına dayanır. Cumhuriyet yönetim biçiminde, seçimlerin demokratik bir çerçeve içinde yapılması gerekir.
Atatürk, Amasya Tamimi'nden beri Cumhuriyeti düşünmekteydi. Bunu üstü kapalı olarak belirtmiştir. O'na göre en ideal yönetim biçimi Cumhuriyetti.
Atatürk’e göre Cumhuriyetçilik, siyasi parti tartışmaları dışında tutulması gereken ve içeriğinden ödün verilmemesi zorunlu olan en önemli ilkelerden biridir. Çünkü Cumhuriyetçilik diğer ilkelere dayanak oluşturmakta, en önemlisi de tek kişi egemenliğine son verildiğinin en önemli kanıtı olmaktadır.

Cumhuriyetçilikle ilgili devrimler

• TBMM'nin açılması
• Saltanatın kaldırılması
• Cumhuriyetin ilanı
• Halifeliğin kaldırılması

ULUSÇULUK (MİLLİYETÇİLİK)

Bireyin, ait olduğu ulusun varlığını sürdürerek ve ulusu yüceltmek için diğer bireylerle birlikte çalışmasına, bu bilinci diğer kuşaklara aktarmaya "ulusçuluk" denir.

Genel anlamıyla ulus, dil. kültür, tarih, ırk,yurt ve ülkü birliğine sahip olan insan topluluğudur. Atatürk’e göre, bir insan topluluğunun ulus sayılabilmesi için "ortak bir geçmişin olmasına, birlikte yasamak konusunda ortak istekte samimi olmaya, sahip olunan mirasın korunmasını birlikte sürdürebilmek konusunda ortak iradelerin bulunmasına, gelecekte gerçekleştirilecek programın aynı olmasına birlikte sevinmiş, birlikte ayni ümitleri beslemiş olmaya gereksinim vardır. Bu koşulları taşıyan insan topluluğuna "ulus" denir. Yine Atatürk’e göre, bu koşulların doğal sonucu olarak ulusal bir düşünce, ideal ve ortak dil ortaya çıkar. Dil birliği, insanları ruh,kültür ve düşünce bakımından birbirine bağlayan bir unsur olarak çok önemlidir. Atatürk, Türk ulusunu irk ve din temeli üzerine oturtmamıştır.





Atatürkçü ulusçuluğun özellikleri

a) Irkçı değildir: Türk ırkinin üstünlüğüne değil, ulusların eşitliği temeline dayanır.
b) İnsancıldır: İnsanı temel unsur olarak alır.
c) Demokratiktir: Eşitlik prensibine dayanır.
d) Laiktir: Din birliğine değil, birlikte yasama arzusuna dayanır.
e) Özgüven duygusunu yaratmaya yöneliktir: Türk Ulusunun Bati karsısında kendine güven kazanmasından yanadır. Kurtuluş Savaşı bu güvenle kazanılmıştır.
f) Bağımsızlıkçıdır: Ulusal. bağımsızlığı temel alır ve yayılmacı amaç taşımaz.
g) Kurtuluş Savaşı'nı,kazanmada araçtır

Ulusçuluğun Türk toplumuna sağladığı yararlar

1. Türk Ulusu ulusçuluk sayesinde bölünmez bir bütün olarak yasamıştır.
2. Bunalımları gidermede en etkili yol olmuştur.
3. Ulusumuzu dış tehlikeler karşısında tam bir birlik içinde tutmuştur.
4. İç ve dış tehditler karşısında devletimizi güçlendirmiştir.

Ulusçulukça ilgili devrimler

a) TBMM’nin açılması
b) Saltanatın kaldırılması
c) Cumhuriyetin ilanı
d) Halifeliğin kaldırılması
e) Tevhid-i Tedrisat Kanunu
f) Yeni Türk harflerinin kabulü
g) Türk Tarih Kurumu'nun açılması
h) Türk Dil Kurumu'nun kurulması

HALKÇILIK

Bir ulusu oluşturan çeşitli mesleklerin ve toplumsal grupların içinde bulunan insanlara halk denir. Bundan dolayı Halkçılık ilkesi, hem Cumhuriyetçilik hem de Ulusçuluk ilkelerinin zorunlu bir sonucudur. Atatürk’e göre, ulus ile halk aslında aynı anlama gelir.
Halkçılık, genel anlamıyla, devletin her eyleminde halkın çıkarlarını gözetirken din, dil ve ırk farkı gözetmemesidir. Yani e§itlikle 6zde§tir.Atatürk, yukarıdakilere ek olarak, ulus içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset izlenmesini, halkın kendi kendini yönetmeye alıştırılması gerektiğini söylemiştir.
Halkçılık ile Cumhuriyetçilik arasındaki ilişki şu şekilde açıklanabilir. Cumhuriyet, halkın kendi yöneticilerini kendisinin seçmesi anlamına geldiğine göre, Cumhuriyet bir halk rejimidir.
Halkçılık ile Ulusçuluk arasındaki ilişki de su şekilde açıklanmaktadır. Ulusu halk oluşturduğuna göre, ulusçuluk, Türk halkının mutluluğu için çalışmak, ortak geçmiş ve geleceğe halkla birlikte inanmak demektir.
Atatürk TBMM'nin ilk açıldığı zamanlarda bile kurulan devletin bir halk devleti olduğunu söylemiştir. Bu asamadan sonra halk bir kişi tarafından değil, kendi kendini yönetmiştir.



Halkçılığın gerçekleştirilmesi için şu koşullar gerekledir:

a) Halk, sadece bir gruptan oluşmamalıdır.
b) halkın demokrasi bilincine ulaşması gerekir.
c) Halk içindeki tüm kesimlerin eşit biçimde kendilerini parlamento aracılığıyla
temsil etmeleri gerekir.
d) Devlet, vatandaşların toplumsal dayanışma ve işbölümü içinde çalışmasını
sağlayacak önlemler almalıdır.
e) Vatandaş işbölümünün yapıldığı alanlarda çalışmalı, haksızlığa uğradığı zaman yasal haklarını aramalıdır.

Halkçılığın topluma sağladığı yararlar
a) Türk Devrimi halka maledilmistir.
b) Halkçılığın, cumhuriyetin temeli haline getirilmesiyle ulusal egemenlik ve demokrasi tam anlamıyla gerçekleştirilmiştir.
c) Eşitlik ve özgürlük duygusu, toplumumuzun huzur i^inde yasamasını sağlamıştır.

Halkçılıkla ilgili devrimler
a) TBMM'nin açılması
b) Saltanatın kaldırılması
c) Cumhuriyetin ilanı
d) Halifeliğin kaldırılması
e) Türk Medeni Kanunu
f) Asar Vergisi'nin kaldırılması
g) Kılık-kıyafet Kanunu
h) Soyadı Kanunu
i) Kadınlara siyasal hakların verilmesi
i) Yeni Türk harflerinin kabul edilmesi

DEVLETÇİLİK

Devlet, toplum halinde yaşayan insanların aralanandaki düzeni kurma ve sürdürme için
oluşturdukları bir güçtür. Bu tanımla ifade edilen devlet kavramının gelişmesiyle modern
devlet ortaya çıkmıştır.
Bir devlette egemenlik ayni sülaleden çıkan tek kişiye aitse buna monarşi, egemenlik güçlü bir zümreye aitse oligarşi denir. Egemenlik çoğunluğa aitse buna demokrasi denir. Fransız Devrimi'nin etkileriyle meşruti monarşiler doğmuştur.
Bir devletin düzeni korumak için koyduğu yasaları uygulayan, yani yürütme gücü olan kuruma hükümet denir. halkın temsilcileri, secimle işbasına geliyorsa bu Cumhuriyettir. Yürütme ve yasama güçlerinin tek elde veya aynı olduğu devletlerde vardır.
Bir devletin temel yapısı içinde hükümetler geçicidir. Buna karsın devlet kalıcıdır. hükümetler ülkeyi devletin temeli olan anayasaya göre yönetirler. Bir devletin toplum düzenini sağlamak için başvurduğu müdahalelere Devletçililik denir. Devletçiliğin Olcusu toplumlarda zamana ve gereksinimlere göre değişir.
Devletin, toplumun her kesimine ve kurumuna müdahale etmesi doğaldır. Bunun sonucunda doğan devletçilik, ekonomiye devletin müdahalesi olarak da kabul edilir.



Atatürkçü Devletçilik

Atatürk’e göre, geniş anlamıyla devletçilik vatandasın gelişmesi, yücelmesi için gerekli
alanlara devletin müdahale etmesidir. Bu müdahale, eşitlik ve özgürlük temellerine dayanmalıdır. Yani devlet, vatandaşla ilgilenmek zorundadır.
Ekonomideki Atatürkçü devletçilik ise toplumun tümünü doğrudan ilgilendiren ekonomiye devletin müdahaleciliğini öngörür. Bireye bırakılan ve devletin yüklendiği ekonomik alanlarda akılcı bir ayrım ve sınırlama getirilmelidir. Öte yandan devletin müdahalesi, günün koşullarına ve bireylerin durumlarına göre değişir.

Atatürkçü Devletçiliğin özellikleri:

a) Genel olarak ekonomiye yöneliktir.
b) Özel girişimin olmamasından dolayı zorunluluk sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
c) Karma ekonomi sistemini öngörür. (Devlet ve 6zel sermaye birlikte)
d) Kati değildir. Zamanın koşullarına göre değişir.
e) Müdahalecidir.

Devletçiliğin Türk Toplumuna sağladığı yararlar:

a) Devlet ile vatandaş arasındaki ilişkiyi
güçlendirmiştir.
b) Devletin, vatandasın gereksinimlerini gidermesiyle güçlü ve vatandaşın hizmetinde bir devlet anlayışı doğmuştur.

Not: I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’yla uygulanan ekonomik girişimler Devlet^ilikle ilgilidir.

DEVRİMCİLİK (İNKILAPÇILIK)

Devrim, bir toplumun eskiyen düzene son vererek yeni ve demokratik düzeni getirmesidir. Atatürkçü düşünce sisteminde Devrimcilik ise yapılan tüm yenilikleri kapsar ve onların zamana göre gelişmesi anlamını taşır.
Devrimcilik aracılığıyla Türk Devrimi büyük bir dinamizm kazanmıştır. Her türlü gelişmeye acık ve çağın gereksinimlerine yanıt veren bir nitelik kazanan Türk Devrimi, çağdaşlaşmayı daha kolay gerçekleştirmiştir.

Not: Atatürk’ün tüm devrim atılımlarında Devrimcilik ilkesi vardır.

LAİKLİK

Atatürk ilkeleri içinde Cumhuriyet(?ilikten sonra en fazla önem taşıyan ilke laikliktir.
Laik sözcüğü Yunanca "Laikos" sözcüğünden gelmektedir. Din adamı kimlik ve yetkisini taşımayan kişileri anlatır. Genel olarak halk anlamına gelen "laos" sözcüğünden türetilmiştir.
Amerika Bağımsızlık Savaşı’nda, laik devlet kavramı gündeme getirilmiş, Fransız Devrimi'nde ise insanların din ve inançlarından dolayı farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları söylenmiştir.
Türkler Müslümanlığı kabul ettikten sonra İslamiyeti geniş bir alana yaymışlardır. Fakat
Osmanlı Devleti'nin en parlak cağında Avrupalılar akli ve bilimi on plana getirerek Rönesans ve Reform'u gerçekleştirmişlerdir. Bu durum karsısında Katolik kilisesi bile kendini yenileme gereği duymuştur. Yukarda sözü edilen Fransız Devrimiyle laiklik, hukuk ve devlet düzenine
egemen oldu. Din Özgürlüğü kabul edilerek devlet dinden arındırıldı.Bu asamadan sonra devlet, vatandaşın din ve inancına karışmayacaktır.
Osmanlı Devleti'nde vatandaşların masum din duygulan sömürülmüş ve İslamiyet çıkar
aracına dönüştürülmüştür. Bu durumun farkında olan Atatürk, devletin egemenlik gücünü tanrısal kaynaklar yerine ulusal güce dayandırmıştır. Bundan dolayı ulusal egemenlik ilkesi laikliğinde temeli olmuştur.

Akla ve bilime dayanan Atatürkçü laiklik, düşünce özgürlüğünü ve demokrasiyi içine alarak, dini kişisel inan sorunu haline getirmiştir.
Devlet, bireylerin inanıp, inanmama hakkini anayasayla teminat altına almak ve insanların
en doğal haklarından olan vicdan özgürlüğünü tanımak zorundadır.
Atatürkçü laiklik, demokrasinin teminatı olduğu için Atatürk bu ilkenin tartışılmasına ve politik araç olarak kullanılmasına karşı olmuştur.

Laikliğin Türk toplumuna yararlan
a) Laiklik temeli üzerine kurulan devlette ulus, akla dayanan uygulamalarca kalkınma olanağı bulur.
b) Devlet vatandasın inancına karışmaz.
c) Laiklik, vatandaşın inanç güvencesi olur.
d) Akil ve bilim yoluyla çağdaşlaşma gerçekleşir.

Laiklikle ilgili devrimler
Osmanlı Devleti bir din devlet din bütün kurumlara müdahale etmiştir. Bundan dolayı, Atatürkçü laiklik de tüm kurumlara müdahale etmiştir. Tüm Atatürk devrimlerinde laiklik ilkesinin etkisi az veya çok görülür.

Laikliğin en önemli aşamaları şunlardır:
a) Saltanatın kaldırılması
b) Halifeliğin kaldırılması
c) Tevhid-i Tedrisat Kanunu
d) Medreselerin kapatılması
e) Tekke ve zaviyelerin kapatılması
f) Şeriyye ve Evkaf Vekaletinin kapatılması
g) Şeriyye Mahkemeleri'nin kapatılması
h) 1928 Anayasa değişikliği
i) Türk Medeni Kanunu
i) Maarif Teşkilatı Hakkındaki kanun
j) 1937 Anayasa değişikliği

ATATÜRK'ÜN BÜTÜNLEYİCİ İLKELERİ

1. Tam bağımsızlık
2. Ulusal egemenlik
3. Medeniyetçilik
4. Akılcılık
5. Çağdaşlaşma


0 yorum:

Yorum Gönder